Tokenleştirilmiş ABD Hazine Bonoları 8.6 Milyar Dolarlık Dönüm Noktasına Ulaştı

Tokenleştirilmiş ABD Hazineleri, stablecoin'lerden sonra en büyük gerçek dünya varlıkları (RWA) sınıfı olarak yeni bir evreye girdi. Tokenleştirilmiş para piyasası fonları (MMF'ler), nakit parayı kısa vadeli ABD hükümeti menkul kıymetlerinde topluyor ve pasif getiri sağlamaktan, ticaret, kredi ve repo işlemleri için teminat olarak kullanılmaya başlandı.

Ekim sonu itibarıyla, tokenleştirilmiş Hazinelerin toplam piyasa değeri, Eylül ortasındaki 7,4 milyar dolardan artarak 8,6 milyar dolara ulaştı. Bu artışa, yaklaşık 2,85 milyar dolara ulaşan BlackRock'un BUIDL'i öncülük etti. Bunu, Circle'ın USYC'si (866 milyon dolar) ve Franklin Templeton'ın BENJI'si (865 milyon dolar) izledi. Fidelity'nin yeni başlattığı tokenleştirilmiş MMF'si de etkileyici bir büyüme göstererek 232 milyon dolara yükseldi.

Dijital Hazinelerin temsilleri, geleneksel teminat piyasalarını destekleyen aynı yerleşim ve marj sistemlerinden geçmeye başladı. Fonların teminat olarak kullanılmasına yönelik ilk pratik test, Haziran ayında BUIDL'in Crypto.com ve Deribit'te onaylanmasıyla gerçekleşti. Eylül sonu itibarıyla Bybit, ABD Hazineleri tarafından desteklenen DFSA onaylı bir tokenleştirilmiş para piyasası fonu olan QCDT'yi teminat olarak kabul edeceğini duyurarak bu konsepti genişletti. Bu, profesyonel müşterilerin altta yatan Hazine fonundan getiri elde etmelerine ve işlem pozisyonlarını korumalarına olanak tanıyor.

Geleneksel bankacılıkta ise DBS, tokenleştirilmiş fonları aktif olarak test etmeye başladı. Singapur merkezli banka, Franklin Templeton'ın ABD Hükümeti Para Fonu'nun zincir üzerindeki versiyonu olan sgBENJI'yi, Ripple'ın RLUSD stablecoin'i ile birlikte DBS Dijital Borsası'nda ticaret ve borç verme için kullanılabilir hale getireceğini doğruladı. Banka ayrıca sgBENJI'yi repo ve kredi teminatı olarak kullanmak için pilot işlemler yürütüyor. Proje, tokenleştirilmiş para piyasası fonlarını, bankanın finansman altyapısının aktif bir parçası haline getiriyor.

Bankalar ve blockchain sistemleri arasındaki bağlantıyı sağlayan altyapı da gelişti. Chainlink ve Swift, UBS Tokenize ile birlikte, standart ISO 20022 mesajlarını kullanarak tokenleştirilmiş bir fon için abonelik ve itfaları işleyen bir pilot çalışmayı tamamladı. Bu test, bankaların zaten menkul kıymet ve ödemeleri sonuçlandırmak için kullandığı mesaj formatının, artık bir blockchain üzerinde akıllı sözleşme eylemlerini tetikleyebileceğini gösterdi.

Piyasa hala bir avuç büyük fon tarafından yönetiliyor, ancak yavaş yavaş çeşitleniyor. BlackRock'un BUIDL'i, tokenleştirilmiş Hazinelerin yaklaşık %33'ü ile hala piyasanın en büyük payına sahip. Franklin Templeton'ın BENJI'si, Ondo'nun OUSG'si ve Circle'ın USYC'si ise her biri %9 ila %10 arasında bir paya sahip.

Tokenleştirilmiş Hazinelerin karşılaştığı zorluklar, talep tarafında değil, düzenleyici engeller kaynaklanıyor. Çoğu fon, genellikle kurumlar veya yüksek net değerli bireyler (HNWI) olan nitelikli alıcılara açıktır. Kesilme zamanları, geleneksel para piyasası fonları gibi, tokenleştirilmiş versiyonların da günün belirli saatlerinde itfa ve yeni aboneliklere izin vermesi nedeniyle önemli bir sınırlamadır.

Sonuç olarak, gelen çeyrekte bu makalede bahsedilen pilot projelerin birbirine bağlanması hedefleniyor. DBS'nin repo testleri, borsaların deneyleri ve Swift x Chainlink ISO 20022 entegrasyonu, rutin gün içi teminat kullanımına işaret ediyor. Düzenleyici cephede, ABD CFTC, 23 Eylül'de Tokenleştirilmiş Teminat ve Stablecoin Girişimi'ne başladı. Bu istişareler ve repo programları ilerlerse, tokenleştirilmiş Hazineler, pilot projelerden üretim seviyesinde araçlara dönüşecek. Banka bilançolarını, stablecoin likiditesini ve zincir üzerindeki finansı birbirine bağlayan, küresel teminat yığınının aktif bir katmanı olarak işlev görecekler.