Ripple-SEC Davasında Yeni Gelişmeler: Anlaşmanın Geleceği Belirsizleşti

Ripple ve ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) arasındaki dava, Yargıç Analisa Torres'in kararıyla yeni bir döneme girdi. Mahkemenin, Federal Medeni Usul Kanunu'nun 62.1 Maddesi uyarınca yapılan bir karara ilişkin talebi reddetmesi, anlaşmanın usuli geçerliliği ve uygulanabilirliği konusunda hukuki analizleri tetikledi. Hukukçu Bill Morgan, kamuoyuna yaptığı açıklamada, belirtilen kararın alınamaması durumunda anlaşmayı ve tarafların rollerini nasıl etkileyebileceğine dair çeşitli hukuki ve usuli endişelerini dile getirdi.

Rule 60 İle İlgili Sorular: Bu durum, tarafların Federal Medeni Usul Kanunu'nun 60. Maddesi uyarınca yeni bir talepte bulunup bulunamayacağı sorusunu gündeme getirdi. Bu madde, sınırlı ve istisnai koşullar altında bir hüküm veya karardan kurtulmayı sağlar. Orijinal anlaşma, mahkemenin ilerletmeyi reddettiği bir Rule 62.1 süreci öngörüyordu. Morgan, bu başarısızlığın Rule 60 için bir kapı açıp açmadığını veya SEC komisyon üyelerinin onayladığı belirli sürecin bağlayıcı olup olmadığını sorguluyor. Rule 60 taleplerinin genellikle daha yüksek bir kanıt standardı gerektirmesi nedeniyle, mevcut koşullar altında böyle bir yolun uygulanabilir olup olmadığı belirsizliğini koruyor.

SEC Onayının Kapsamı: Morgan, ayrıca beş SEC komisyon üyesinin oylamasıyla ilgili belirsizliğe dikkat çekti. Komisyon üyeleri, Rule 62.1 talebi dahil olmak üzere orijinal anlaşmayı onaylarken, onaylarının Rule 60 gibi alternatif usuli yollara uzanıp uzanmadığı net değil. Komisyon üyelerinin sadece anlaşmanın esas unsurları üzerinde mi yoksa uygulanması için gerekli usul yöntemi üzerinde mi oy kullandığı sorgulanıyor. Bu durumun karşılanması halinde, yeni seçenekleri keşfetmek için daha fazla oy gerekecektir. SEC'in prosedürleri, yetkililer tarafından onaylanmayan değişiklikleri yasaklayabilir ve anlaşma bu konuda net değildir.

1. Maddeye Uymamanın Hukuki Sonuçları: Bir diğer endişe ise anlaşmanın 1. Maddesi ile ilgili. Anlaşmanın özünü belirtirken, 1. Madde uygulama yöntemini tanımlıyor ve açıkça Rule 62.1 talebine atıfta bulunuyor. Talebin başarısız olması ve anlaşmada herhangi bir ihtiyati planın bulunmaması nedeniyle, bu uyumsuzluğun hukuki etkisi belirsiz. Morgan, mahkemenin belirtisini almanın, sözleşmenin temel amacının gerçekten bir ihlali olup olmadığından şüphe duyduğunu ifade etti. Anlaşmada başka bir prosedür belirlenmediği takdirde, iki tarafın da anlaşmayı yerine getiremeyebileceği ve bu durumun uygulanamaz hale getirebileceği belirtiliyor.

Sonuç olarak, Ripple ve SEC arasındaki anlaşmanın geleceği, Yargıç Torres'in kararıyla belirsizleşti. Rule 60'ın uygulanabilirliği, SEC onayının kapsamı ve 1. Maddeye uyulmamasının sonuçları gibi kritik sorular, anlaşmanın hukuki statüsünü etkileyebilir. Tarafların, bu yeni gelişmeler ışığında nasıl bir yol izleyeceği merak konusu.