Kripto Çöküşü Sonrası Risk Odaklı: Girişim Sermayesi Yatırımcıları Strateji Değiştiriyor

B2 Ventures'ın kurucusu Arthur Azizov'a göre, kripto para piyasasında yaşanan son çöküşün ardından girişim sermayesi (VC) yatırımcıları risk değerlendirmelerini artırarak strateji değişikliğine gitti. Ekim ayındaki 19 milyar dolarlık tasfiye, yatırımcıların güvenini sarsarken, yüksek faiz oranları ve piyasa olgunlaşması, yatırımcıların daha seçici olmasını sağladı. Azizov, özellikle altyapı projelerine olan ilginin arttığını ve bu alandaki şirketlerin daha fazla yatırım çektiğini belirtiyor. Yatırımcılar artık, piyasanın sonraki çöküşlerine dayanabilecek ve temel teknolojilere güç veren altyapı projelerine yöneliyor.

Azizov'a göre, 2026 yılına kadar bu eğilimin devam etmesi bekleniyor. Özellikle tokenleştirilmiş gerçek dünya varlıkları, piyasa nötr getiri stratejileri ve geleneksel finans ile zincir üstü likiditeyi birbirine bağlayan ara katman yazılımları gibi alanlara ilgi artıyor. Ayrıca, kurumların maruz kalma, teminat ve yürütme kalitesini gerçek zamanlı olarak ölçmelerine yardımcı olan veri ve risk istihbarat projelerine de odaklanılıyor. Bu durum, piyasanın olgunlaşmasıyla birlikte daha fazla konsolidasyon yaşandığını da gösteriyor.

Yatırımcıların, özellikle yüksek profilli anlatılara veya "manşetlere değer" kullanım durumlarına yönelmek yerine, piyasanın temelini oluşturan projelere odaklanması gerektiği belirtiliyor. Örneğin, sürekli vadeli işlemler (perpetual futures) dijital varlıklarda risk transferinin bel kemiği haline geldi ve kurumsal adaptasyon için zemin hazırladı. Azizov, makroekonomik faktörlerin de yatırım kararlarında daha belirleyici hale geldiğini vurguluyor. Yüksek faiz oranları, yatırımcıları daha seçici olmaya ve sürdürülebilir iş modellerine yönelmeye itti. Bu durum, yalnızca en uyarlanabilir ekiplerin ve en dayanıklı altyapıların sermaye çekebileceği anlamına geliyor.

Sonuç olarak, kripto piyasasında risk iştahının azalmasıyla birlikte, girişim sermayesi yatırımcıları daha temkinli bir yaklaşım benimsemekte ve altyapı odaklı projelere yönelmektedir. Makroekonomik faktörlerin de etkisiyle, piyasada daha fazla konsolidasyon ve olgunlaşma beklenmektedir. Bu durum, uzun vadede daha sağlam ve sürdürülebilir bir ekosistemin oluşmasına katkı sağlayabilir.