HashFlare Kurucuları Hapis Cezasında İndirim İstiyor, Savcılar 10 Yıl Hapis İstiyor
HashFlare'in kurucuları, dolandırıcılık suçlamalarını kabul ettikten sonra ek hapis cezalarından kaçınmaya çalışıyor. Ancak savcılar, 577 milyon dolarlık bir Ponzi şeması düzenledikleri için 10 yıl hapis cezası talep ediyor.
Kripto madencilik hizmeti HashFlare'in kurucu ortakları, telif hakkı dolandırıcılığını kabul etmelerinin ardından bir ABD yargıcından ek hapis cezası vermemesini talep etti. Ancak savcılar, 577 milyon dolarlık bir Ponzi şeması düzenledikleri için onlara on yıl hapis cezası verilmesi gerektiğini savunuyor. Çarşamba günü Seattle federal mahkemesi Yargıcı Robert Lasnik'e sunulan bir ceza notunda savcılar, Sergei Potapenko ve Ivan Turõgin'in her birinin yaklaşık 300 milyon dolar mağdur zararına yol açan bu "korkunç suç" için 10 yıl hapis cezasına çarptırılması gerektiğini savundu.
Savcılar, on yıllık cezanın haklı olacağını çünkü HashFlare'in mahkemenin şimdiye kadar yargıladığı en büyük dolandırıcılık olduğunu belirtirken, Potapenko ve Turõgin aynı gün sunulan ceza notlarında cezanın aşırı olacağını ve iş birliği ile Estonya'da zaten geçirdikleri süreye atıfta bulundular. İkili, Kasım 2022'de Estonya'da tutuklandı ve Mayıs 2024'te ABD'ye iade edilmeden önce 16 ay boyunca cezaevinde kaldı. Burada telif hakkı dolandırıcılığı işlemek için komplo kurmaktan suçlu bulundular. 14 Ağustos'ta duruşmaları yapılacak ve şu an ABD'de kefaletle serbestler.
Potapenko ve Turõgin'in avukatları ortak ceza notlarında, HashFlare'in madencilik kapasitesini abartmalarına rağmen, şirketin müşterilerinin başlangıçtaki yatırımlarından çok daha fazla değere sahip kripto aldıklarını ve bunun öncelikle şema kapandıktan sonra kripto piyasası fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını savundu. 390.000 müşterinin HashFlare madencilik sözleşmelerine 487 milyon dolar harcadığını ve o zamandan beri 2,3 milyar dolar çektiğini savundular ve müşterilerin savcıların belirttiği kadar mali zorluk yaşamadığını iddia ettiler. İkili, her potansiyel mağdurun Şubat ayındaki suç anlaşmalarının bir parçası olarak el konulan 400 milyon dolardan fazla varlıktan tam olarak ödeneceğini söyledi.
Savcılar, ceza taleplerinde HashFlare'in dolandırıcılığının büyüklüğüne ve ölçeğine odaklanarak, yaklaşık 300 milyon dolar mağdur zararına yol açan ve gelirlerinin çoğunun Potapenko ve Turõgin'in "lüks yaşam tarzlarını" finanse etmek için kullanıldığı "korkunç bir suç" olarak nitelendirdiler. İkili, 2015 ve 2019 yılları arasında yaklaşık 440.000 müşteriye 577 milyon dolar değerinde madencilik sözleşmesi sattıklarını, sahte yatırımcı getirileri yayınladıklarını ve bunları yeni müşterilerden elde ettikleri fonlarla ödediklerini söylediler. Savcılar, "HashFlare klasik bir Ponzi şeması olduğunu kanıtladı" dedi. Ayrıca, cezanın "suçun ciddiyetini yansıtması" ve kamuoyunu benzer nitelikteki gelecekteki suçlardan korumak için "yeterli caydırıcılık" sağlaması gerektiğini eklediler.
Potapenko ve Turõgin hala kendi ülkeleri olan Estonya'ya sınır dışı edilmeyi talep ediyorlar. Bu, ABD mahkemelerinin sınır ötesi kripto suç vakalarını nasıl ele aldığına dair potansiyel sonuçlar doğuruyor. Mahkemenin onları ABD'de kalmaya yönlendirmesine rağmen, ikili Nisan ayında İç Güvenlik Bakanlığı'ndan "derhal sınır dışı etme" emri aldıklarını belirterek gelecekleri hakkında önemli bir kafa karışıklığına neden oldu.
Sonuç olarak, HashFlare kurucularının cezası, hem suçun büyüklüğü hem de mahkemenin gelecekteki benzer suçları caydırma çabaları açısından kritik öneme sahip. Mahkemenin vereceği karar, kripto para dolandırıcılığı davalarında emsal teşkil edebilir.
(!) Bu haber yatırım tavsiyesi içermez. Kripto para yatırımlarınızda dikkatli olmalı ve profesyonel tavsiye almalısınız.