Franklin Templeton, Kripto Varlıklarına Yönelik Artan Talebi Karşılıyor

Franklin Templeton'dan Max Gokhman, yatırım şirketinin kripto varlıklara olan artan müşteri talebini karşılamak için neler yaptığını açıkladı. Gokhman, dijital varlık alanının olgunlaşmasıyla birlikte, özellikle artan müşteri talebi nedeniyle kurumsal ilginin arttığını belirtti. Bununla birlikte, çoğu finans kurumu bu varlık sınıfında hala geride kalıyor. Gokhman, kurumsal yatırımcıların kripto varlıklara olan ilgisini artırdığını ve bireysel yatırımcıların talebinin de yükseldiğini belirtti.

Gokhman'a göre, büyük kurumsal yatırımcılar, egemen varlık fonları ve emeklilik fonları gibi gruplarda talep hala minimal düzeyde. Ancak bireysel yatırımcılar arasında talep artıyor. Geleneksel yatırımcılardan da artan bir ilgi var; bu durum, dijital varlık ETF'lerine 175 milyar dolarlık bir akışla yansıyor. Ayrıca, saf kripto varlıklardan daha dengeli bir portföye geçmek isteyen kripto odaklı taraftan da talep geliyor. Aile ofisleri ve daha küçük vakıflar da dijital varlıklara olan talebin arttığını görüyor ve bunları daha geniş portföylerine entegre etmek istiyorlar. Franklin Templeton, farklı yatırımcı grupları için uygun ürünler geliştiriyor. Büyük kurumlar için aşırı oynaklık yaratmadan dijital varlıkları kullanmak hedeflenirken, perakende yatırımcılar için kripto varlıkları risk odaklı bir çerçeve ile geleneksel bir portföye ölçeklendirmek amaçlanıyor. Aile ofisleri ve vakıflar için ise, özel sermaye gibi daha az likit varlıkları, daha geleneksel piyasa yatırımlarıyla birlikte toplam portföye entegre etmek hedefleniyor.

Gokhman, piyasanın değiştiğini ve özellikle düzenleyici netliğin artmasıyla talebin yükselmeye devam edeceğini öngörüyor. Şirket, dijital varlıkları geleneksel yatırımların yanında dahil eden varlık tahsis modelleri geliştiriyor. Bu modeller, portföylerde %1 ila %6 arasında değişen dijital varlık tahsislerine sahip. Gokhman, kurumsal yatırımcıların genellikle bu varlık sınıfına daha temkinli yaklaştığını, ancak şirketlerinin risk analizlerini yaparak bu konuda öne çıktığını belirtiyor. Ayrıca, Bitcoin'in artık daha çok kurumsal yatırımcılar tarafından benimsenmesiyle, geleneksel finansla korelasyonunun artacağını ve bir risk varlığı gibi davranacağını düşünüyor. Uzun vadede Bitcoin'in dijital altın gibi değil, yüksek büyüme gösteren bir teknoloji varlığına benzeyeceğini ifade ediyor. Bununla birlikte, Ethereum ve Solana gibi diğer projelerin daha ilginç olduğunu ve gerçek fayda sunduğunu belirtiyor.

Franklin Templeton, kripto projelerini kategorize etmek ve değerlemek için çeşitli yöntemler kullanıyor. Bu yöntemler, tokenin türüne, dolaşımdaki arz, büyüme, değer, momentum ve proje ekibinin faaliyetleri gibi faktörlere dayanıyor. Ayrıca, gelir üreten projeler için indirimli nakit akışı (DCF) modeli, ağ modelleri ve istatistiksel modeller kullanıyorlar. Gokhman, kripto piyasasının hala momentum odaklı olduğunu ve temel faktörlerin daha fazla önem kazanacağını belirtiyor. Varlık tokenizasyonu konusunda ise, özellikle özel sermaye, girişim sermayesi ve gayrimenkul gibi illikit varlıkların tokenleştirilmesinin avantajlarından bahsediyor. Bu sayede yatırımcılar, aracılara ihtiyaç duymadan likidite elde edebilirler. Aynı zamanda, bireysel yatırımcıların da daha önce erişemedikleri varlık sınıflarına erişimi mümkün hale gelebilir.

Makroekonomik ortamın kripto varlıklar üzerindeki etkisine değinen Gokhman, stagflasyonist bir dönemde olunduğunu ve doların küresel hakimiyetinin erozyona uğradığını belirtiyor. Bu durumun, sınır ötesi işlemlerde kripto varlıkların kullanımını artıracağını ve özellikle Solana ve Ripple gibi işlem protokolleri için olumlu bir etki yaratacağını ifade ediyor. Özetle, Franklin Templeton, kripto varlıklarına olan artan talebi karşılamak için çeşitli stratejiler geliştiriyor ve kurumsal yatırımcıların bu alana daha fazla dahil olmasını sağlamayı hedefliyor.