BETA

Deutsche Bank Analistlerine Göre Altın ve Bitcoin Merkez Bankası Rezervlerinde Birlikte Yer Alabilir

Deutsche Bank analistleri, altın ve Bitcoin'in merkez bankası rezervlerinde birlikte yer alabileceğini ve her birinin rezervleri çeşitlendirmede farklı roller üstlenebileceğini belirtiyor. Bu durum, altın fiyatlarının yeni rekor seviyelere ulaşması ve Bitcoin'in de tüm zamanların en yüksek seviyelerine yakın işlem görmesiyle gündeme geliyor.

Deutsche Bank analistleri Marion Laboure ve Camilla Siazon'un araştırmasına göre, altın ve Bitcoin (BTC), 2025 yılına kadar dikkat çekici bir güç sergiliyor ve 2030 yılına kadar merkez bankası rezervlerinde birlikte var olabilirler. Analistler, küresel ekonomik belirsizlikler ortamında bu iki farklı varlığın rezerv olarak nasıl dikkat çektiğini inceliyor.

Laboure ve Siazon, altının 2025'te de güçlü kalmaya devam ettiğini ve fiyatların Eylül ayında ons başına 3.703 dolara ulaşarak yeni bir rekor kırdığını belirtiyor. Bu artışın arkasında jeopolitik belirsizlikler, merkez bankalarının devam eden alımları, Federal Rezerv'in faiz indirimlerine ilişkin beklentiler ve Fed'in bağımsızlığına yönelik sorular bulunuyor. Aynı zamanda, Bitcoin de potansiyel bir rezerv varlığı olarak kendini kanıtlıyor. Analistler, kripto para biriminin de “olağanüstü bir dayanıklılık” gösterdiğini ve Ağustos ayında 123.500 doları aşarak tüm zamanların en yüksek seviyelerine yakın işlem gördüğünü vurguluyor.

Bitcoin'in fiyatındaki bu yükseliş, kurumsal benimsenmenin artması ve makroekonomik risklere karşı potansiyel bir hedge olarak ortaya çıkmasıyla paralellik gösteriyor. Analistler, Bitcoin piyasasının “hala daha gidecek yolu olduğunu ve yıl sonuna kadar 120.000 dolar seviyelerine yükseleceğini” öngörüyor.

Bitcoin'in yükselişi, merkez bankası rezervlerinde kademeli bir değişime denk geliyor. Raporda, doların küresel rezervlerdeki payının azaldığı belirtiliyor: 2000'de %60'tan 2024'te %43'e düştü. Altın uzun süredir tercih edilen alternatifken, ABD'deki yeni gelişmeler, Bitcoin'in de bir rol oynaması gerekip gerekmediği konusunda tartışmaları alevlendiriyor.

Analistler, Bitcoin ve altının, diğer varlık sınıflarıyla düşük korelasyona, nispeten kıt bir arz yapısına ve enflasyon ile jeopolitik volatiliteye karşı bir hedge olarak kullanılmalarına bağlı olarak “geleneksel güvenli liman rezervlerine tamamlayıcı alternatifler” olarak kabul edildiğini belirtiyor. Bununla birlikte, Bitcoin'in henüz güven ve şeffaflık gibi bir rezerv varlığının temel bileşenlerinden yoksun olduğu ifade ediliyor.

Laboure ve Siazon, Bitcoin'in volatilitesinin Ağustos ayında tarihi düşük seviyelere gerilediğini ve 30 günlük volatilitesinin %23'e düştüğünü belirtiyor. Ayrıca, ne altın ne de Bitcoin'in doların hakim rezerv varlığı olarak yerini almasının olası olmadığını ekliyorlar.

Sonuç olarak, Deutsche Bank'in analizi, altının güvenilir bir ölçüt olarak kalırken, Bitcoin'in yükselişinin dijital alternatiflere olan artan iştahı yansıttığını gösteriyor. Merkez bankaları için zorluk, eski ve yeniyi dengelemek, yüzyıllardır süregelen gelenekleri gelişen teknolojilerle harmanlamak olacaktır.

(!) Bu haber yatırım tavsiyesi içermez. Kripto para yatırımlarınızda dikkatli olmalı ve profesyonel tavsiye almalısınız.

Paylaşın