BETA

DeFi'nin Geleceği: Minimum Yaşanabilir Merkeziyetsizlik (MVD) ve Trader'ların Önemi

Doug Colkitt'in görüşlerine göre, DeFi'nin TradFi ile rekabet edebilmesi için performans ve kullanıcı deneyimine odaklanması gerekiyor. Bu bağlamda, MVD (Minimum Yaşanabilir Merkeziyetsizlik) yaklaşımı, hız, güvenilirlik ve kullanılabilirlikten ödün vermeden sansür direncini koruyabilir.

Fogo'nun kurucu ortaklarından Doug Colkitt'in görüşlerine göre, kripto endüstrisi, her şeyden önce merkeziyetsizleşme ilkesine bağlı kalırken, genellikle temel kullanıcılarını, yani trader'ları unutuyor. Mevcut ekosistem, pratik kullanım durumları yerine felsefi ilkelere öncelik vererek, hem ciddi trader'ların katılımını engelledi hem de merkeziyetsiz finans (DeFi) kullanıcılarını daha merkezi tekliflere yöneltti.

DeFi'nin sadece spekülasyonun ötesine geçerek TradFi'ye anlamlı bir alternatif sunabilmesi için, temel odak noktasının performans olması gerekiyor. Bu noktada, Minimum Yaşanabilir Merkeziyetsizlik (MVD) devreye giriyor. MVD, sansür direncini korurken, gerçek piyasaların ihtiyaç duyduğu hız, güvenilirlik ve kullanılabilirlikten ödün vermeden pragmatik bir çerçeve sunabilir. TradFi'nin 1990'larda yaşadığı teknolojik gelişmeler, özellikle yüksek frekanslı ticaretin (HFT) yükselişi, trader'ların ihtiyaçlarını karşılayan bir altyapı oluşturdu. Ancak DeFi, merkeziyetsizlik, izinsiz erişim ve sansür direnci gibi ideolojik hedeflere odaklanırken, yavaş blok süreleri, öngörülemez işlem dahil etme ve kırılgan kesinlik gibi performans sınırlamalarıyla karşılaştı.

Trader'lar, özellikle HFT ve kurumsal trader'lar, her şeyden önce performansa önem verirler. Bu nedenle, DeFi'nin TradFi ile rekabet edebilmesi için, HFT'ye uygun alt-100ms blok süreleri, bir saniyelik kesinlik, yüksek verimli emir defterleri ve yüzde 99.999 çalışma süresi gibi yeni teknik standartları karşılaması gerekiyor. MVD, protokollerin, performanstan ödün vermeden DeFi'yi farklı kılan özellikleri korumasını sağlar. Bu yaklaşım, trader'ların güvenini kazanmak için gereken hızı, kesinliği ve yeterli merkeziyetsizliği bir araya getirir. Yeni zincirler, kullanıcı egemenliğini daha küçük doğrulayıcı kümeleriyle, hızlı kesinlik konsensüsü ve paralel yürütmeyle dengeleyerek bu değişime öncülük ediyor. MVD hala erken aşamalarında olmasına rağmen, açık, adil ve kullanılabilir bir altyapı oluşturma fırsatı sunuyor. Derivatifler, DeFi'nin en hızlı büyüyen sektörü olarak, MVD'nin önemini daha da artırıyor.

Sonuç olarak, DeFi'nin deneme aşamasından çıkabilmesi için MVD'yi benimsemesi gerekiyor. Kurumların dijital varlık alımlarının artması ve perakende yatırımcıların daha fazla denemeler yapması, hız talebinin arttığını gösteriyor. DeFi'nin, kullanıcılarının güvenini kazanmak için performans, hız ve yeterli merkeziyetsizliğe odaklanması gerekiyor.

(!) Bu haber yatırım tavsiyesi içermez. Kripto para yatırımlarınızda dikkatli olmalı ve profesyonel tavsiye almalısınız.

Paylaşın