DeFi Watch'ın Kurucusu Chris Blec: Şeffaflık ve Etik İlkelerinden Ödün Vermeyen Bir Muhalif

Chris Blec, DeFi Watch'ı kurarak, sözde merkeziyetsiz DeFi projelerindeki gizli merkeziyetçilik endişelerini dile getiriyor. Projelerden veya kripto medya kuruluşlarından gelen olumlu inceleme baskılarına rağmen, etik ilkelerinden ödün vermiyor. Birçok kişi DeFi'yi teknoloji veya kazanç fırsatları açısından tanırken, Chris Blec farklı bir yol seçti. Bu yol, onu kripto proje topluluğu tarafından genellikle sevilmeyen biri haline getirdi.

Chris, bir token kurucusu veya analitik panosunu sergileyen bir geliştirici değil. Daha ziyade, DeFi projelerinin mutfağını 'sökmeyi' seven biri olarak biliniyor. Daha önce UFC ve Glenn Beck, Jim Cramer gibi muhafazakar figürlerle çalışmış ve kariyeri oldukça çeşitli olmuştu. Ancak 2017'de Bitcoin ile tanışmasıyla her şey değişti. Diğerleri yield farming'in nasıl çalıştığını anlamaya çalışırken, Chris zaten kullanıcı fonları üzerinde kimin kontrolü olduğunu sorguluyordu. Bu rahatsızlıktan yola çıkarak, 'merkeziyetsiz' olduğunu iddia eden projelerdeki merkeziyetçilik açıklarını vurgulamak amacıyla kişisel bir girişim olan DeFi Watch'ı kurdu.

Ancak, onun keskin ve ödün vermeyen yaklaşımı, kripto proje destekçileriyle ters düşmesine neden oluyor. Bazıları onu sorun çıkaran olarak nitelendiriyor. Öte yandan, birçok kişi onu, fon arayışında aceleci davranan ancak şeffaflıktan yoksun projeleri açıkça eleştiren birkaç kişiden biri olarak görüyor.

Chris, Uniswap ve oy verme yapısını açıkça eleştirerek, girişim sermayedarlarının perde arkasındaki etkisini sorguluyor. Onun tipik konuşma tarzı, "Eğer tüm kararlar hala büyük yatırımcılar tarafından etkileniyorsa, bu DeFi değildir. Bu sadece yeni kıyafetler giymiş bir fintech'tir" şeklinde.

Chris, ilişkilerini korumak için sözlerini yumuşatan biri değil. Hatta Proof of Decentralization podcast'inde, kaynaklarına rahatsız edici sorular soruyor. Örneğin, "Ekibinizin yüzde kaçı tam yönetici erişimine sahip?" veya "Yarın istifa ederseniz, bu protokol hala çalışacak mı?" gibi sorular soruyor. Ayrıca YouTube'da rahat ama keskin bir tarzla videolar çekiyor. Yönetici kontrolünü DeFi'de sadece bir kişinin elinde tuttuğu bir TV kumandasına benzeterek, gerçek hayattan benzetmeler kullanıyor. Bir videosunda, "Kanal değiştirmek için izin istemek zorundaysanız, bu sizin televizyonunuz değildir" dedi.

Sert tarzına rağmen, tek bir şeyi dile getirmekte tutarlı: şeffaflık. DeFi projelerinin geleneksel finans sistemine gerçek bir alternatif olmak istiyorsa, sadece teknik olarak değil, sosyal olarak da denetlenebilir olması gerektiğine inanıyor.

Hızla değişen kripto endüstrisinde Chris gibi biri olmak kolay değil. Bir yandan fanatik proje hayranlarıyla uğraşmak zorunda kalırken, diğer yandan projelerden, işbirliği veya "daha olumlu incelemeler" talepleriyle destek arayışları var. Ancak Chris, ilkelerinden vazgeçmiyor. İnceleme veya 'markalaşma' satın almak isteyen DeFi projelerinden sponsorluk kabul etmiyor. Hatta kişisel etiklerinden ödün vermek istemediği için birkaç kripto medyasından ayrıldı.

Chris'i ilginç kılan şey, tutarlılığı. DeFi projeleri yaşlandıkça ve daha fazla para girdikçe, Chris gibi sesler daha az duyuluyor. Ancak tam da bu yüzden hala ilgili kalıyor.

Sonuç olarak, Chris Blec'in amacı, teknolojinin sıradan insanları gerçekten güçlendirip güçlendirmediğini veya sadece zaten zengin olanları zenginleştirmek için başka bir araç olup olmadığını anlamaktı. Ve cevapların her zaman siyah ve beyaz olmadığını biliyor. Neden bunu yapmaya devam ettiği sorulduğunda, Chris basitçe, "Yalan olduğunu düşündüğüm bir şeye inanıyormuş gibi yapmayı bilmiyorum" diye cevap veriyor. Bu basit gibi görünse de, arka planda kalmayı ve duymak istemeyebileceğimiz ama duymamız gereken rahatsız edici soruları sormayı tercih eden birinin yıllar süren özverisini yansıtıyor.