BETA

ABD'deki Düzenleyici Yaklaşım Değişimi ve Programlanabilir Finansın Yükselişi

ABD'deki düzenleyicilerin programlanabilir finans (DeFi) konusundaki yaklaşımında önemli bir değişim yaşanıyor. Bu durum, küresel finans piyasaları için büyük önem taşıyor ve programlanabilir finansın ana akıma entegrasyonunu hızlandırabilir.

Geçtiğimiz yıl içinde beklenmedik bir gelişme yaşandı: ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) komisyon üyeleri, varlıkların kendi kendine saklanmasını savunmaya ve DeFi için yenilik alanları üzerine konuşmaya başladı. Bu değişim, küresel finans piyasaları üzerinde önemli etkiler yaratıyor. SEC'in yakın zamanda yaptığı bir toplantıda, düzenleyiciler beklenmedik bir açıklık sergiledi. Bu durum, küresel tutumları şekillendirebilir, kurumsal güveni artırabilir ve programlanabilir finansın ana akıma girmesini sağlayabilir.

Makalede, mevcut kripto düzenlemelerinin aracılar ve silolaşmış altyapı üzerine kurulu olduğu belirtiliyor. Ancak, akıllı sözleşmelerin aracı kurumların yerini aldığı, cüzdanların kimlik katmanı ve özel banka gibi işlev gördüğü ve tokenleştirilmiş varlıkların kendi uyumluluk mantığını taşıdığı yeni bir finansal mimari gelişiyor. Bu nedenle, düzenleyicilerin varsayımlarını yeniden değerlendirmeye başlaması teşvik edici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. SEC'in kripto para birimleri üzerindeki yaptırımlarının 2024'te bir önceki yıla göre %30 oranında düştüğü ve 2025 başında Coinbase'e karşı açılan davanın düşürüldüğü belirtiliyor. Bu durum, düzenleyici belirsizlik ortamında faaliyet gösterenler için bir dönüm noktası olarak görülüyor.

Düzenleyiciler için asıl zorluğun, çok zincirli dünyadaki geliştiricilerin karşılaştığına benzer bir durum olan parçalanma, verimsizlik ve zayıf birlikte çalışabilirlik olduğu vurgulanıyor. DeFi'nin sınırları umursamadığı ve sermaye akışları, token standartları ve kimlik ilkelerinin küresel olduğu belirtiliyor. Bu nedenle, düzenlemelerin sadece bir bekçi değil, aynı zamanda bir altyapı olarak düşünülmesi gerektiği ifade ediliyor. Bu durumun, kendi kendine saklama gibi temel ilkelerin kabul edilmesi ve programlanabilir uyumluluğun geleneksel denetimler kadar güvenilir olması gibi önemli sonuçları olabilir.

Kurumsal katılımın artmasıyla birlikte, Franklin Templeton'ın zincir üstü para piyasası fonu gibi örnekler gösteriliyor. JPMorgan gibi şirketlerin çapraz zincir hazine ödeme akışlarını test ettiği ve BlackRock'ın BUIDL fonunun büyümesi, kurumsal momentumun arttığını gösteriyor. Bu gelişmeler, altyapının parçalı kalması durumunda ölçeklenemeyeceği vurgulanıyor. Geliştiriciler, uyumluluğu tasarım aşamasında entegre eden çözümler üretmeye ve yeni kurulan düzenleyici kurumlarla diyalog kurmaya çağrılıyor. Kurumların ise, dijital varlık uzmanlığı oluşturmaları ve programlanabilir finansı entegre etmek için DeFi yenilikçileriyle ortaklık kurmaları gerektiği belirtiliyor. Sonuç olarak, programlanabilir finansın daha açık, daha birleşebilir ve giderek kurumsal düzeyde bir paralel sistem oluşturduğu ve bu fırsatın kaçırılmaması gerektiği vurgulanıyor.

(!) Bu haber yatırım tavsiyesi içermez. Kripto para yatırımlarınızda dikkatli olmalı ve profesyonel tavsiye almalısınız.

Paylaşın